MENÜ
Sepet

Bizim hikayemiz, Karadeniz’ in 1.500-2.000 rakımlı Kargı yaylasında, bilmem kaç yılık çam ağaçlarının gölgesinde, şırıl şırıl akan buz gibi suların yaylalarda beslenen sürülerin dudaklarıyla birleştiği yerde, birkaç tane hayvanıyla yaylada yaşama tutunmaya çalışan Ayşe Teyzemizin, sürülerini her sabah gün doğumuyla birlikte otlatmaya götüren Yunus amcamın hayvanının hastalandığı yerde başlar.

15.000 nüfuslu çok küçük, şirin bir ilçe olan Kargı’ da bulunan Veteriner Kliniğimizde ülkemizin, bölgemizin ve ilçemizin hayvancılığını analiz ederken köylüyle en iç içe olan bizler köylünün o en doğal ve en güzel yaylada beslediği hayvanından çıkan sütünü satamadığından dolayı yavaş yavaş hayvanlarını satmaya başladığını, yaylaları terk ettiğini fark etmemizle birlikte kendimizde vicdani bir sorumluluk hissettik. Bir şeyler yapmalıydık ki hem bölge hayvancılığı bitmesin hem köylülerimiz yaylaları terk etmesin hem de yaylalarda otlayan hayvanların o güzel yağlı, aromatik sütlerinden, peynirlerinden, tereyağlarından ve özelliklede yüzyıllardır tükettiğimiz, Osmanlı saraylarına giren, fakat günümüzde unutulmaya yüz tutmuş, zor süreçlerden geçtiği için emek peyniri diye adlandırılan “Kargı Tulum Peyniri” nden mahrum kalmayalım.

İşte bu süreç sonunda Hekimliğimizin, köylülerimizin ve yerel üreticimizin de vermiş olduğu özgüvenle köylüye üretmesi, yaylada hayvanını beslemesi ve tamamen doğal olarak yaptığı ürünleri, bizim onlar için değerlendireceğimizi söyledik. Fakat bu süreçte köylümüze yerel üreticimize verdiğimiz sözü biz bile nasıl gerçekleştireceğimizi bilmiyorduk ama yapacaktık.

Kollarımızı sıvadık ve işe Kargı Tulum Peynirimiz ile başladık.

Tamamen yayla sütüyle yapılan, koyun, keçi ve inek sütlerinin karışımı ile elde edilen, yapımında çiğ sütten, şirdan mayası kullanılan ve derilere basılan tulum peynirimizin aslında tarihsel süreçte ne kadar önemli olduğunu, Osmanlı saraylarına girdiğini, Almanya’ da Dünya peynirleri arasında Dünya 3. sü İtalya’ da ilk 10 sıralamasına girdiğini gördük. Önce köylümüzle yerel üreticimizle şunu konuştuk.  Ne olursa olsun doğallığımızdan ve geleneksel yapı aşamalarımızdan taviz vermeden eski usül üretim yapacaktık. Yaptık da yaylalarda yaşayan küçük üreticiler peynirleri yapıp, biz her yaylaya gittiğimizde bize teslim edip emeklerinin karşılığını aldıklarında, yüzlerindeki hoşnutluk paha biçilmezdi. Yaylalarımızda üretilen bu harika peynirleri ilk olarak ilçemizde satarken farklı illerden de talepler almaya başladık, başlangıçta taleplere yetişemedik. Çünkü, amacımız peynir yap sat para kazan değildi amacımız köylü ürettiğini satabilsin ki hayvancılığı bırakmasın, yaylayı terk etmesin, kargı tulumu unutulmasındı. Bu yüzden 3-5 tane yaylada küçük ölçekli aileyle belki bir iki sürüyle yaptık fakat bu süreçte şunu gördük ki;

İnsanların ciddi anlamda doğal gıdaya, adının doğal değil tadının doğal olduğu gıdaya ihtiyaçları var.

İnsanların ciddi anlamda güvenilir yerel üreticiye ihtiyaçları var.

Bu yüzden yola çıktık.

Amacımız bir şeyler üretmek, satmak, daha fazlasını yapıp satmak değil.

Amacımız, sizlere yani dostlarımıza ulaştırdığımız ürünlerin hiçbirisinde doğallıktan taviz vermeden ve kimsenin aklında soru işareti kalmasına izin vermeden, ürünlerimizi köylümüze de kazandıracak bir şekilde geleneksel usullerle yapıp evlerinize sağlıklı gıdayı ulaştırabilmek.

Bu süreçte bizimle irtibata geçen herkes bizim dostumuzdur.

Dostlarımıza kendi soframıza koymadığımız, sevdiklerimize yedirmediğimiz hiçbir ürünü sunmayacağımıza söz veriyoruz…


Bugüne Kadar Yaptıklarımız

Anadolu'daki köylerin boşaldığı, insanların hayvancılık ve tarımla uğraşmak yerine şehirlerdeki fabrikalarda işçi olarak çalışmaya özendiği, köyleri ve yaylaları terk ettiği bir zamanda şehire göç, atamızdan kalan geleneğimizi, hayvancılığımızı, yerel üretimimizi, doğal ürünlerimizi ve  kültürümüzü tehdit ediyor. Köylünün para kazanamamasından dolayı köylerimizde yaylalarımızda genç kalmadı ve günden güne köylerimizin nüfusu azalıyor. Yaylacılığın azalmasıyla beraber koyun, keçi ve doğal beslenen büyükbaş varlığımız da azalıyor. İki Veteriner Hekim arkadaş olarak kargı tulum peyniri ile bi nebzede olsa köylünün de hayvancılıktan geçimini sağlayabileceğini ve değerinin anlaşılacağını kanıtladık, köylümüze, üreticimize destek olduk.

 

Bugünden Sonra Yapacaklarımız

Baytar Doğal olarak yaylacılık kültürünü korumak, geleneğimizi sürdürmek, köylüye bildiği işi yapması için destek olup İlçemizi tamamen doğal ürünlerin üretildiği bir bölge haline getirip kalkındıracağız.

Büyük şehirlerde yaşayan dostlarımızın ihtiyacını duyduğu doğal eti, sütü, peyniri, atalık tohumlu sebzeyi  ulaştırmak için çalışacak, kafalarında soru işareti bırakmadan, kendi soframıza koymadığımız, sevdiklerimize yedirmediğimiz hiçbir ürünü siz dostlarımıza sunmayacağız.

 

Bize Neden Güvenmelisiniz ?

Çünkü biz bir iş, gelir kapısı ya da ticaret olarak bu işe girmedik yıllardır amatörce köylümüzün, yerel küçük üreticimizin peynirlerini ve ürünlerini sizin gibi dostlarımızla paylaşarak daha çok köylünün ürününün değer görmesini sağladık, köylümüzle üreticimizle ortak hareket ettik, tek şartımızın doğallıktan, eski usulden vazgeçmemek olduğunu bildirdik hep, şayet böyle olmasa biz hiçbir zaman ürünlerimizi yok satmaz çiftlik sütleriyle dahi ürünlerimizi yapabilirdik. Biz her tüketicimize ki bizim dostlarımız onlar, istedikleri her zaman Kargı Yaylasına gelip misafirimiz olma fırsatını verdik, biz her dostumuzun direkt bize ulaşarak kafasında soru işareti kalmasın diye en alttaki üreticimizden bize kadar ulaşılabilir olduk, istediğiniz her zaman bizimle irtibata geçip kafanızdaki soru işaretlerini cevaplandırıyoruz.

Ayrıca bizler Veteriner Hekimler olarak tüm hayvansal gıdaların kontrolü, takibi ve denetlenmesinde bizzat bulunup, bu işin mutfağından gelip, her hayvanın hayvan refahını, her arının kovanını, her peynirin üretimdeki kritik kontrol noktalarını (haccp) bizzat takip edip geleneksel yöntemlerle düzenleniyoruz.


Sadece Biz mi Denetliyoruz ?

Hayır tabi ki her hayvanımız ilçe tarım ve orman müdürlüğümüz  tarafından kayıt altına alınıp, küpesi takılıyor ve sisteme işlenerek sürekli ve düzenli aralıklarla rutin sağlık kontrolü kapsamında hastalıklara karşı aşılamaları  (şap, brucella, vb.) yapılıyor. Kesim zamanı gelen hayvanlar bizim tarafımızdan Bakanlık onaylı, resmi kesimhanelere getirilir. Burada canlı hayvan kesimleri veterinerler gözetiminde yapılır. Anlaşılacağı üzere tüm bu süreçlerde doğallığımızdan taviz vermeden tüm hayvansal ürünler hem bizler gibi Veteriner Hekimler hem de devletimiz tarafından gerekli denetimlere tabi tutulmaktadır.

Her zaman söylediğimiz gibi; 

“ Kendi soframıza koymadığımız ve çocuklarımıza  yedirmediğimiz hiçbir ürünü siz dostlarımıza sunmayacağız. “

Ürünlerimiz hakkında en ufak bir şüpheniz, soru işaretiniz olursa tüm iletişim kanallarından biz Veteriner Hekimlere ulaşarak sorularınızı cevaplayabilir, içinizi ferahlatabiliriz ya da şartsız, koşulsuz, sorgusuz, sualsiz,  iadesini sağlayabilirsiniz.

 

Veteriner Hekimler

Hüseyin & Engin